Parçalanan Fanus

Camlar esniyor sanki. Tut kendini! Sakın! Sakın!

İstanbul metropolünün en gözde binalarından biri olan Holding binasının on ikinci katında, oldukça şık, açık ofis düzeniyle dizayn edilmiş, ABC Holding’in reklâm ve halkla ilişkiler departmanı.

Açık ofisin sağ köşesinde, on iki kişilik ekibine hâkim bir konumda, âdeta cam bir fanustu departmanın müdürü Bilge Hanım’ın odası. Bilge Hanım ekibi tarafından çok sevilen, saygı duyulan bir yöneticiydi. Sadece önemli toplantıları olduğu zaman cam fanusunun kapısı kapalı olurdu. O gün, sabah gelir gelmez kapatmıştı kapısını.

Bir önceki hafta tüm holding bünyesinde, ekonomik kriz gerekçesiyle beyaz yakadan tasarrufa gidilerek toplu işten çıkarmalar gerçekleşmişti. Bilge hanımın departmanından hiç kimsenin o listede yer almaması herkesi rahatlatmıştı.

Mesainin bitmesine bir saat vardı. İlhami’nin telefonu çaldı.

– Efendim… Hemen geliyorum Bilge Hanım.

İlhami, on yıllık tecrübesi ile iki yıl önce ekibe katılmış, Bilge Hanım’ın sağ kolu olmayı başarmıştı. Meme kanserine yenik düşen karısını altı ay önce kaybetmişti. Biri altı diğeri dört yaşında olan iki kızı vardı. Eşinin hastalığı sırasında ekip arkadaşlarının yanı sıra Bilge Hanım da çok destek olmuştu ona. Son bir yıldır işten eve, evden işe rutin bir hayatı vardı. Bir önceki hafta gerçekleşen işten çıkarmalarda, adının olmaması da onu çok mutlu etmişti.

İlhami, Bilge Hanım’ın telefonunu kapatır kapatmaz, o sıralar ilgilendiği projenin son durumunu gösteren rapor çıktısını alıp, not defteri ile birlikte cam fanusdan içeri girdi.

– Buyurun Bilge Hanım.

– Gel İlhami. Otur şöyle…

– Projenin durum raporunu getirdim, derken İlhami, masasının üstünde üzerinde isminin yazılı olduğu zarf dikkatini çekti.

– Bırak şimdi projeyi. Nasılsın? Her şey yolunda mı? Çocuklar nasıl? Yeni bakıcıya alıştılar mı?

– Çok şükür, bayağı toparlandık. Alıştılar Zehra hanıma da. Size de tekrar çok teşekkür ederim, sayenizde tanıştık Zehra Hanımla. Belki bir ailem yok ama siz ve ekipteki herkes aile oldunuz bana.

– Teşekkür edecek bir şey yok. Her zaman yanındayız İlhami… Gelelim seni niye çağırdığıma…

– Buyurun…

– Sen de takip ediyorsundur, ülkedeki ekonomik kriz tüm sektörleri etkiledi, kobiler patır patır dökülürken, bankalar bizim gibi ekonomiyi sırtlayan holdingleri zora koşuyor bu sıra…

İlhami oturduğu koltukta kıpırdanmaya başladı.

“İşten çıkarmalar bitti. Eleman alımı yapamayacak. Yeni projeleri de bana verecek. Mesaili çalış diyor. O zarf da ikramiyem? ”

– Kemerleri sıkma politikası gereği, çoğu konuda sermayemiz insan olsa da insandan tasarrufa gidiliyor.

“Gidildi de zaten, Allah yardımcıları olsun çıkarılanların. Ben mesaili çalışırım sıkıntı yok.”

– Biliyorsun geçen hafta bizde de neredeyse her departmandan üçer beşer kişi, tüm holding bünyesinde yüz elli dört kişi işten çıkarıldı.

Bilge konuşurken eliyle sürekli önünde İlhami’nin ismi yazılı zarfla oynuyordu.

– Evet, Bilge Hanım. Gerçekten çok üzücüydü. Hele ki insan kaynaklarından Sema Hanım’a çok üzüldük. Son giren, ilk çıkar yasasının kurbanı oldu. Beraber başlamıştık işe. Hasta annesine bakıyor tek maaşla. Allahtan evi var, bizim gibi kirada değil.

– Ben çok uğraştım ekibime dokunulmasın diye. Elimizdeki proje yoğunluğunu da biliyorsun…

– Hakkınız ödenmez, çok şükür hepimiz işimizin başındayız. Merak etmeyin aksatmayız işleri.

– İlhami…

Bilge hanım lafını bitiremeden ısrarla çalan telefona bakmak zorunda kaldı.

– Bir görüşmedeydim ama tamam hemen geliyorum, diyerek telefonu kapatıp ayağa kalktı. Elinde, üstünde İlhami’nin isminin yazdığı zarfı tutuyordu.

İlhami de ayağa kalktı;

– Merak etmeyin ben gerekirse yirmi dört saat çalışabilirim. Bana verin yeni projeleri. Sıkıntı yok, dedi.

Bilge Hanım elindeki zarfı İlhami’ye uzatarak, teşekkür edip hızlıca çıktı odadan.

İlhami arkasından teşekkür bile edemedi. Elindeki ikramiye zarfını açtı. Kaç maaş olduğunu merak ediyordu.

Cam fanus esnemeye başladı. Hareket ediyordu sanki. Açık ofis kapkaranlıktı. Nereye gitmişti arkadaşları?

İlhami kapıdan çıkarken büyük bir şangırtı koptu. Cam fanus arkasında paramparça…

20.12.2020