Bir Fazıl Say hayranı olarak; “Güz Şarkıları” albümünü, merak ve heyecanla, tabi ki çıkar çıkmaz aldım.
Merak dedim çünkü; piyanoda Fazıl Say yok, Ece Dağıstan’ın piyanosunu dinleyecektim.
Tüm parçaları aralıksız, ilk defa dinlediğimde, merak ve heyacan duygusu gitti, yerine tam bir müzik keyfi geldi.
Bugünlerde arabada, evde sürekli dinliyorum.
Hep dilimde parçalar 🙂 Neden mi diyeceksiniz?
Edebiyatımızın birbirinden değerli şairlerinin güz temalı şiirlerini;
Fazıl Say’ın müziği ile,Güvenç Dağüstün’ün muhteşem sesinden dinliyorum.
Gözlerimi kapattığımda; müzik, piyano dışındaki enstrümanlar ve sözler ile öyle güzel hissettiriyor ki…
Evet, yine yapmış yapacağını Fazıl Say, yüreğine sağlık….
Fazıl Say ile birlikte tüm ekibin emeklerine, yüreklerine sağlık…
Fazla söze gerek yok, albümü alıp, keyfini çıkarın derim.
Albümün en sevdiğim parçası “Akrep Gibisin” i dinlerken; sözlerini de buraya koyarak bitireyim bu önerimi. 🙂
DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU
Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil, beş değil, yüzmilyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını,
Sürüye katılıverirsin hemen
Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
Hani şu derya içre olup,
Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin,
-Demeğe de dilim varmıyor ama-
Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!
NAZIM HİKMET (1947)
11.01.2018