Bitsin artık.
Kocası pencerenin önündeki soluk mavi kadife berjerde oturmuş yaklaşmakta olan fırtınayı bekliyordu sanki.
O ise elinde örgüsü, beş numara şişlerinin birbirine vuruş tıkırtısına eşlik eden rüzgârın evin içinde ıslık çalışını dinliyor, şişlerin her birbirine vuruşunda elli yılın hesaplaşmasını yapıyor gibiydi. Bazen gülümseyerek, bazen hüzünlenerek.
Havanın kararması odayı da loş yapıyor ama ikisi de oturdukları yerden kalkıp elektrik düğmesine basmıyorlardı.
Oda sessiz, loş, fırtına geliyor, beş numara şişler birbirine vuruyor.
Kocası, pencerenden bakıyor. Sessiz. Birden sessizliklerini bozup “Bir çay mı içsek, ne dersin?” diye soruyor.
O kafasını örgüsünden kaldırmadan, “Sen bilirsin, istiyorsan koy içelim,” diye cevap veriyor.
Hiç çay demlemek istemiyor. Onun için çay içmek demek, çayı içerken sohbet etmek demek.
Ama kocası sadece çay içmek istiyor.
Birazdan kopacak fırtınayı sıcak evinde, hep oturduğu soluk mavi berjerden, çayını yudumlarken izlemek istiyor.
Onun tek yapmak istediği ise bir an önce torunu için örmeye başladığı battaniyeyi bitirmek.
Dışardan koyu lacivert olduğunu düşündüğü deli dalgaların sesi, beş numara şişlerin tıkırtısına eşlik eden rüzgârın ıslığına karışıyor.
Kocası yerinden kalkıyor, torununun doğum gününde aldığı terliklerini yere sürterek mutfağa gidiyor. Hiçbir şey söylemeden. Sessizce.
O, kocasının çaydanlığa su koyup ocağın altını yaktığını, çaydanlığı yanan ocağın üstüne koyduğunu, demliğe çay koyup yıkadığını, sessizliğindeki seslere eklenen seslerden anlıyor.
Kocası ayağında torununun aldığı terlikleri yere sürterek odaya giriyor, soluk mavi berjerine otururken “Çayı demledim, yirmi dakika sonra hazır,” diyor ve televizyonun kumandasına uzanıp “Bakalım bugün neler olmuş dünyada!” diyerek televizyonu açıyor.
Ve nihayet battaniye bitiyor.
Oturduğu koltuktan kalkıp mutfağa gidiyor. Kocasının demlediği çayı bardaklara koyup odaya döndüğünde televizyonda Bodrum’daki fırtınanın üzücü bilançosu haberini duyuyor.
O ise, hayatındaki fırtınanın bilançosunu kapatıyor ve torununun yanına, neredeyse tüm hayatının geçtiği İstanbul’a tek kişilik uçak bileti alıyor.
31.03.2020