Sineklerin Tanrısı

(Modern klasikler arasında yer alan, William Golding’in Nobel ödüllü kitabını okuma önerilerime ekliyorum.

‘Yeni doğan her çocuk, tanrının insandan umudunu kesmediğinin kanıtıdır,’ diyen yazarın bu kitabı; Britanyalı bir gurup çocuğun, onları nükleer savaşın etkisinden kurtarmak için taşıyan uçağın ıssız bir adaya düşmesiyle başlıyor.

Uzun süredir kahramanları çocuk olan kitap okumamıştım. Belki de o yüzden merakla başladım kitaba. Başladım ve bitirdim.

Kitabın olay örgüsü, kurgusu, okurken tedirginlik yaratıyor. Dünyanın en masum, en saf varlıkları olarak bildiğimiz çocukların bile söz konusu güç olduğunda tehlikeli hale dönüşebildiklerinin hikâyesi olan bu kitabın dili oldukça yalın. Merakla, hızlıca okuyabileceğiniz bir kitap. Bitirdiğinizde ise oldukça fazla düşünmeye iten çok başarılı bir roman bana göre de.

Lider olma hırsı nedeniyle adeta vahşileşen çocuklar. Tek dertleri güç ispatı! Güç söz konusu olduğunda insan, hayvan, bütün canlıların nasıl canavarlaşabildiğini ustaca anlatmış William Golding.

Kitaptan birkaç alıntı ile de merakınızı uyandırabilirim diye düşünüyorum.

“En büyük düşünceler, en basit olanlarıdır.”

“Her şey iyiydi eskiden; güler yüzlü ve dostçaydı her şey.”

“Belki… Bir canavar vardır… Belki o sadece biziz.”

“Bazen küçücük bir ayrıntı dikkatini çeker ve alır götürür insanı.”

“Ya orada duman yapacağız ya da öleceğiz.”

“Düşün. Yapılacak akıllıca iş hangisiydi? Aklı başında bir Domuzcuk yoktu artık; tartışmak için ağırbaşlı toplantılar yoktu. Büyük şeytanminaresinin vakarı yoktu. Düşün.”

 

Keyifli okumalar…

30.03.2021